Scroll Top

Bursa’da Çocuk ve ergen Psikoloğu: SSS

Uzman Klinik Psikolog Hülya Zanbak’ın uzmanlığında, çocukların ve gençlerin sağlıklı bir şekilde gelişmesi için ailelerin dikkat etmesi gereken konuları ele alıyoruz. Anne-babalık rolünden çocukluk döneminin kritik aşamalarına, gençlik ve ebeveyn iletişiminden eğitim hayatında karşılaşılan sorunlara kadar geniş bir yelpazede rehberlik sunuyoruz.

Psikolog seçimi, çocukların gelişim süreçlerinde doğru adımlar atılması ve zorlukların üstesinden gelinmesi için büyük önem taşır. Bu sayfada ayrıca çocuk psikoloğuna başvuru sürecinde bilinmesi gerekenler ve çocukların güçlü yanlarının nasıl keşfedilebileceği gibi konulara da değineceğiz.

Her bir başlık altında, çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal gelişimlerini desteklemek için bilimsel yaklaşımlar ve pratik öneriler bulacaksınız. Bu rehberle, çocuk yetiştirme sürecindeki sorularınıza yanıt bulacak ve sağlıklı bir aile yapısı oluşturma yolunda değerli bilgiler edineceksiniz.

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG HÜLYA ZANBAK KİMDİR?

  • 1990 yılında Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun oldu.
  • Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda klinik psikoloji uzmanlığını aldı.
  • 1996-2004 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda, 2005’ten itibaren Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi alanında çalışmıştır.

Uzmanlık alanları ve çalışmaları:

  • 2000-2012 yılları arasında Uludağ Üniversitesi ve Dumlupınar Üniversitesi’nde eğitmenlik yaptı:
    • Sağlık Psikolojisi
    • Çocuğu Tanıma ve Değerlendirme
    • Ruh Sağlığı ve Davranış Bozuklukları
    • Klinik Psikoloji
  • Bilişsel Davranışçı Terapi, Sanatla Terapi ve Stres Yönetimi eğitimlerini tamamlamıştır.
  • Bursaspor Futbol Kulübü’nde psikolojik performans danışmanı olarak görev yapmaktadır.

    Bursa A4 Psikiyatri Merkezi’nde çalışmaktadır.
Bilgi & Randevu

Çocukluk Dönemi ve Sağlıklı Ebeveynlik: Başarılı Bir Geleceğin Temelleri

Çocukluk, yaşamın özel ve önemli bir dönemidir. Anne ve babalar “Sağlıklı çocuklar yetiştirmek için nelere dikkat edelim?” diye sormakta.

Anne baba olmaya hazır olmak gerekir. Çünkü anne ve babalık görevi tüm bencilliklerimizi bir kenara bıraktığımız bir durumdur.

Bu konuda kararı aldıktan sonra diğer önemli aşama sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmektir. Bu ne demek? Hem fiziksel sağlığımıza dikkat etmek ama aynı zamanda da kendimizi stresten uzak tutmak; huzurlu, mutlu bir gebeliğe gebelik sürecine hazırlanmak demektir.

İnsan olarak gelişimimiz ölene kadar devam etmekle birlikte kişilik gelişiminin ve yapılanmasının temelleri çocukluk çağında atılmaktadır. Bu temelin en önemli yapıtaşları da sevgi, ilgi ve güvendir. Gelişim basamaklarını sağlıklı atlatan çocukların başarılı ve uyumlu bir yetişkin olarak topluma katılma olasılığı yüksektir.

Çocuğun yetiştiği ailenin yapısı genişliği sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyi, onun ilk sosyal deneyimlerini dolayısıyla duygusal ve toplumsal gelişimini etkileyecektir. Anne ve babanın aile içinde çocuklara karşı olan tutum ve davranışlarının önemi büyüktür. Çocuk yetiştirirken eşler arasındaki tutarlılık büyük önem arz etmektedir. Özellikle kurallar ve uygulanacak disiplin konusunda fikir birliği içinde olmaları gerekir. 

  • Çocuklarınızı tanıyın.
  • Onları ilgi ve yeteneklerine göre yönlendirin. Kendi tutku ve arzunuza göre değil. 
  • Çocuklarınıza güven duygusunu aşılamak için onları yapıcı ve faal kılacak ortamlar hazırlayın.
  • Oyunun çocuğun gelişim ve eğitimi için önemli olduğunu düşünerek mutlaka onlara bu konuda zaman ayırın.
  • Toplumsal kuralları ve ailenizin kurallarını öğretin, gerektiğinde sınırlar koyun.
  • “Şunu yap, bunu yapma.” demek yerine davranışlarınızla örnek olun.
  • Yeterince ilgi ve sevgi gösterin ama aşırıya kaçmayın.
  • Destekleyici olmayı sürdürün. Eleştirmeyin, kınamayın, başkalarıyla karşılaştırmayın.
  • Yaşına uygun olan gelişimi bilin ve normal dışı bir durumla karşılaştığınızda yardım almaktan çekinmeyin.

Çocuk Psikoloğuna Gelirken Bilinmesi Gerekenler

Çocuklar genellikle anne babaları tarafından yardım almak için merkezlere getirilir. Bazı durumlarda da öğretmenleri, sosyal hizmet uzmanları ya da diğer profesyoneller tarafından yönlendirilirler.

Çocuk için başvuruyu kimin yaptığı ve nedeni önemlidir. Bu başvurunun neden şimdi yapıldığını mutlaka belirlemek gerekir. Çocuk dahil tüm bireylerin yanıtlanmasını beklediği esas sorular ve ilişkiler nelerdir -bu araştırılmalıdır.

Bazen aileler gerçekten çocuklarının sorunu ve tedavisi için yardım alırlar bazen ise çocuğun görünür sorununu kendileriyle ilgili sorunlarını çözmek için bir giriş bileti olarak kullanabilirler.

Ailenin soruna karşı bakış açısı, bu sorun karşısındaki duyguları ve çocuktaki değişimlere karşı ailenin uyumunu iyi anlamak gerekir. Değerlendirme sonrasında ailenin aşırı beklentilerini veya gerçekçi olmayan korkularını belirlemelidir. Anne – babanın kaygıları ve beklentileri çok yüksek olduğunda da ailenin stresinin azaltılması sağlanmalıdır. Çocuklarının davranış problemlerinin hangi ortamlarda ne zaman ortaya çıktığı, ne kadar sürdüğü, bu duruma ana babanın nasıl tepki verdiği ve bu tepkileri çocukların nasıl yanıtladığı belirlenir. Bu sorunların sosyal ve akademik alanlara etkileri, devam eden gelişimleri üzerinde etkileri, ailenin söz etmediği ancak davranış ve belirtilerle soruna işaret eden veya sorunla ilişkili olabilecek konular sorgulanmalıdır.

Çocuğun hangi gelişim döneminde ne tür yaşam olaylarıyla ya da zorlanmalarla karşılaştığının belirlenmesi, etkilenme derecesinin ve sorunun anlaşılmasını sağlar. Ruhsal gelişimden ne kadar sapma gösterdiğini anlayarak bozukluğun şiddetini belirleyebiliriz.

Çocuğun kişiler arası ya da çevresel zorlanmalarla nasıl başa çıktığı, beceri ve yetenekleri, çevresel risk etkenleri kadar çevresel koruyucu etkenlerin de öğrenilmesi çocuğun güçlü yanlarının anlaşılmasını sağlar.

Erken çocukluk yıllarının bireyin gelişimi için çok önemli olduğunu hep belirtiyoruz çünkü bu dönemde bireyin tüm yaşam becerilerinin temelleri atılıyor. Beyin gelişimi ile ilgili yapılan araştırmalar bireyin beyin gelişiminin yaşamın ilk yıllarında çok hızlı olduğunu ortaya çıkıyor. Bu nedenle okul öncesi yıllarda çocukların bilinçli ve doğru bir şekilde desteklenmesi ve yönlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Çocuk büyütmek ve anne-baba olmak, toplumsal hayat içinde önemli bir geçiş sürecidir. Aslında anne-baba olmak çok ciddi hazırlık gerektiren bir durumdur. Anne-baba rolü çok fazla sorumluluk isteyen, geri dönüşü olmayan, bir çok bilgi-beceri edinmeyi ve sosyal anlamda bir çok fedakarlık yapmayı gerektiren bir roldür. İlk üç yıl, anne-baba olmanın da öğrenildiği bir dönemdir.

Anne-babaların çocuk sahibi olmadan önce hazır olup olmadıklarından emin olmalarının önemi büyüktür.

Her çocuğun farklı kişiliği ve uyum biçimi olmakla beraber her yaşa ait belli başlı bazı özellikler mevcuttur.

Yeni doğan döneminden 6 yaşa kadar olan dönem; yaşamın öğrenme, gelişim ve kişiliğin oluşumu açısından en önemli dönemidir. Bu dönemde bakım ve sevgi kadar çocuğun psikolojik, fiziksel ve zihinsel ihtiyaçlarını da tanımak ve karşılamak önem taşımaktadır. Çocuğun tüm ihtiyaçlarını uygun şekilde karşılamak ve onu sağlıklı yetişkin olarak hayata hazırlamak birinci derecede anne-babanın sorumluluğundadır.

Gençlik ve Ebeveyn İletişimi

Her anne baba çocuklarını severler, onlar için ellerinden gelen her şeyi yaparlar. Buna rağmen;yeterli olamadıklarını, başa çıkmada zorlandıklarını hissettikleri zamanlar olur.

Bazı iletişim hataları farkında olmadan tekrarlanır ve ebeveyn- çocuk ilişkileri  içinden çıkılmaz bir hal alır.


Gençlik dönemi hem fizyolojik, hem de psikolojik  gelişimin yaşandığı zor bir dönemdir. Bu dönemde uygulanan hatalı tutumlar, aile içi çatışmalar, gençlerde görülen psikolojik sorunları arttırmaktadır.Yapılan yanlışlardan en önemlisi;  anne – babanın  aşırı koruyucu tutumlarıdır. Bunlar; aşırı kontrol, müdahelecilik ve çocuktan; bağımlı, faal ve çalışkan olmasını isteme beklentisidir.

Genç elbette hatalar da yapacaktır. Doğru ebeveyn –genç iletişimi varsa bu hatalardan zarar görmek yerine kazanımla çıkmayı başarabilir.

Eğitim Hayatında Karşılaşılan Sorunlar

Herkesten mükemmel bir eğitim hayatı beklememiz mümkün değildir.
Kişinin; kapasitesi,zeka seviyesi ,ailesinin desteği ve yön göstermesi ile,durumunun muhakeme ve muhasebesinin yapılarak beklentilerin dengelenmesi önemlidir. Gerçekçi olmayan planların hayal kırıklıkları ile sonuçlanması kaçınılmazdır.


İlkokula başlama, SBS dönemi, Sayısal-sözel-EA bölüm tercihi, Üniversite Sınavı ve üniversite hayatına giriş hep zorlanılan dönemlerdir. Bu dönemlerde çoğunlukla sınav kaygısı ön plandadır.


Sınav kaygısı; öncesinde öğrenilen bilginin sınav sırasında etkili bir biçimde kullanılmasına engel olan ve başarının düşmesine yol açan yoğun kaygı olarak tanımlanır. Bireyin sınava yüklediği anlamlar, sınavla ilgili zihinde oluşturulan imaj, sınav sonrası duruma ilişkin atıflar ve sınav sonrası elde edilecek kazanımlara verilen önem sınav kaygısı oluşumu üzerinde etkilidir.

Çocuğumda Hangi Yaşta Hangi Beceriler Beklenmelidir?

Çocuklarda yaşa göre gelişimsel beceriler genellikle belirli aşamalarda gözlemlenir. Her çocuğun kendi hızında geliştiği de göz önünde bulundurulmalıdır. Aşağıda, genel olarak çocuklarda yaşa göre beklenen gelişimsel beceriler yer almaktadır:

0-1 Yaş: Bebeklik Dönemi

Motor Gelişim

  • 2. ay: Başını kısa süre dik tutabilir.
  • 4. ay: Ellerini açar, oyuncaklara uzanır.
  • 6. ay: Desteksiz oturmaya başlar.
  • 9. ay: Emekler, ayağa kalkmaya çalışır.
  • 12. ay: Yardımsız birkaç adım atabilir.

Dil ve Sosyal Gelişim

  • 2. ay: Ağlama dışında sesler çıkarır (agulama vb.).
  • 4. ay: Anlamlı sesler çıkarır, kahkaha atar.
  • 9. ay: Basit talimatlara tepki verir (“hayır” gibi).
  • 12. ay: İlk kelimeleri söyler, basit kelimeleri anlar.

Bilişsel Gelişim

  • Nesneleri ağız yoluyla keşfeder.
  • Oyuncakları sallayarak veya yere vurarak denemeler yapar.

1-2 Yaş: Yürümeye Başlama Dönemi

Motor Gelişim

  • 18 ay: Merdivenlere yardım alarak tırmanır.
  • 24 ay: Koşar, topu tekmeleyebilir.

Dil ve Sosyal Gelişim

  • 18 ay: 10-20 kelime söyleyebilir.
  • 24 ay: İki kelimeli cümleler kurar (“anne gel”).
  • Paralel oyun (başkalarıyla oynamak yerine aynı ortamda bireysel oyun).

Bilişsel Gelişim

  • Basit problemleri (bir kutuya nesne koyma gibi) çözebilir.
  • Oyuncaklarla temsili oyunlar oynar (bebekle konuşma vb.).

3-4 Yaş: Okul Öncesi Dönem

Motor Gelişim

  • 3 yaş: Bir ayakta kısa süre durabilir, üç tekerlekli bisiklet sürebilir.
  • 4 yaş: Merdivenleri yetişkin gibi çıkar.

Dil ve Sosyal Gelişim

  • 3 yaş: Daha uzun cümleler kurabilir, 200-300 kelime dağarcığına ulaşabilir.
  • 4 yaş: Yaşını ve bazı renkleri bilir, akranlarıyla daha fazla sosyal etkileşim kurar.

Bilişsel Gelişim

  • Şekilleri ve bazı harfleri tanımaya başlar.
  • Basit hikayeleri dinler ve anlatır.

5-6 Yaş: Okul Çağına Hazırlık

Motor Gelişim

  • Kalemi daha iyi tutar, çizim ve el becerileri gelişir.
  • Tek ayak üzerinde daha uzun süre durabilir, zıplayabilir.

Dil ve Sosyal Gelişim

  • Ayrıntılı hikayeler anlatır.
  • Grup oyunlarına aktif katılır.

Bilişsel Gelişim

  • Sayıları ve harfleri tanır.
  • Basit mantık oyunlarını çözebilir.

Oyun oynamak ve çocukla düzenli etkileşim kurmak, gelişimi destekler. Gelişim konusunda belirgin gecikme şüphesi varsa bir çocuk doktoru veya gelişim uzmanına danışılması yararlı olur.

Çocuğum Ders Çalışmak İstemiyor, Nasıl Motive Edebilirim?

Çocuğu ders çalışmaya motive etmek sabır ve doğru yaklaşımlar gerektirir. Aşağıdaki stratejiler işe yarayabilir:

1. İlgi Alanlarını Dahil Etme

  • Ders konularını çocuğun ilgisini çeken örneklerle ilişkilendirme
  • Ders dışındaki başarılarını ve hobilerini önemseme, özgüvenini artırma

2. Ödül Sistemleri Kullanma

  • Kısa vadeli ödüller: Bir konuyu bitirdikten sonra kısa bir mola veya sevilen bir etkinlik
  • Uzun vadeli ödüller: Başarılı çalışmalar sonucunda bir kitap, oyuncak veya etkinlik

3. Motivasyon Kaynaklarını Keşfetme

  • Dersin zorlayıcı olması, dikkat dağınıklığı veya özgüven eksikliği gibi temel nedenleri anlama
  • Zor gelen derslere ek kaynak veya daha basit anlatımlar ile destek sağlama

4. Model Olma

  • Ebeveynin yanında okuma veya bir şeyler öğrenme eylemi, örnek teşkil etme
  • Beraber çalışma (örneğin, çocuk ders yaparken ebeveyn de bir kitap okur)

5. Başarıyı Takdir Etme

  • Gösterdiği çabayı fark etme ve öne çıkarma
  • Başarısızlıktan ziyade çabaya odaklanma

6. Esneklik Sağlama

  • Pomodoro tekniği gibi 25 dakika çalışma, 5 dakika mola yöntemi
  • Masa başında oturmak yerine daha rahat hissettiği bir yerde çalışma

7. Destekleyici Tutum

  • Baskı yerine, neden zorlandığını anlamaya ve beraber çözüm aramaya yönelme
  • Öğretmen veya danışmandan ek yardım alarak dersi daha ilgi çekici hale getirme

Çocuğumun Arkadaş Edinmekte Zorlandığını Düşünüyorum. Bu Bir Sorun mu?

Çocuğun arkadaş edinme güçlüğü, yaşı, kişilik özellikleri ve çevresel faktörler ışığında değerlendirilmelidir. Bazı çocuklar içe dönük olabilirken bazıları sosyal ilişkilere daha hızlı uyum sağlayabilir.

1. Yaş ve Gelişimsel Dönem

  • 0-2 yaş: Bireysel oyun, sosyal beceriler henüz çok gelişmemiş
  • 3-4 yaş: Paralel oyun (aynı ortamda ama bireysel oyun)
  • 5-6 yaş: Grup oyunlarına ve arkadaşlık ilişkilerine artan ilgi

2. Sorunun Olası Nedenleri

  • Kişilik (içe dönüklük, çekingenlik)
  • Özgüven eksikliği
  • Sosyal beceri eksikliği (paylaşma, duygu ifade etme)
  • Zorbalık veya reddedilme geçmişi
  • Çevresel kısıtlar (sosyalleşilecek ortam yetersizliği)

3. Ne Zaman Endişelenmeli?

  • Sürekli yalnız kalma, grup etkinliklerinden kaçınma
  • Yoğun kaygı veya içine kapanma
  • Yaş grubundan çok büyük veya küçük bireylerle iletişimi tercih etme
  • Zorbalık gördüğünü ifade etme
  • Aşırı bağımlılık (sadece ebeveynle zaman geçirmek isteme)

4. Uzman Desteği

Zorluklar sürekli hâle geldiğinde veya duygusal açıdan çocuğu olumsuz etkilediğinde bir çocuk gelişim uzmanı, psikolog ya da rehber öğretmen desteğine başvurulabilir.

Çocuğumun Ekran Süresi Ne Kadar Olmalı? Teknolojiyi Verimli Kullanmasını Nasıl Sağlayabilirim?

Ekran süresi, yaşa ve gelişimsel ihtiyaçlara göre ayarlanmalıdır. Teknolojiden verimli şekilde yararlanmak için doğru içerik seçimi ve dengeli kullanım önem taşır.

Yaşa Göre Ekran Süresi

  • 0-2 yaş: Mümkünse hiç veya çok sınırlı
  • 2-5 yaş: Yaklaşık 1 saat, kaliteli içerik odaklı
  • 6-12 yaş: Günde 1-2 saat, ders haricinde kontrollü kullanım
  • 13+ yaş: Ders ve sosyal etkileşim dışında makul sınırlamalar

İçerik Kontrolü

  • Ebeveyn denetimi araçları, internet filtreleri, uygulama kısıtlamaları
  • Yaşa uygun oyunlar, videolar ve uygulamalar

Siber Güvenlik ve Bilinçlendirme

  • Kişisel bilgilerin paylaşılmaması
  • İnternet zorbalıklarına ve risklerine karşı dikkat

Ekran Süresini Verimli Hale Getirme

  • Birlikte plan yapmak ve mola süreleri koymak
  • Teknolojiyi ödül yerine, gelişimi destekleyen bir araç olarak tanıtmak

Dengeli ve takip edilen bir yaklaşım, çocuğun teknolojiyle sağlıklı bir ilişki kurmasını sağlar. Zorluk yaşandığında uzman desteğinden faydalanılabilir.

Çocuğuma Hangi Yaşta Hangi Sorumlulukları Verebilirim?

Yaşa uygun sorumluluklar, özgüven, bağımsızlık ve temel yaşam becerilerinin gelişimi açısından önemlidir. Aşağıda yaş aralıklarına göre örnekler verilmiştir:

2-3 Yaş: Basit Görevler

  • Oyuncakları toplayıp sepetine koyma
  • Kitapları rafa yerleştirme
  • Kirli kıyafetleri çamaşır sepetine atma
  • Masaya basit eşyalar (peçete, kaşık) koyma

4-5 Yaş: Daha Düzenli ve Takip Gerektiren Görevler

  • Yatağı basitçe düzeltme
  • Giysileri seçme ve giyme (yardım gerekebilir)
  • Yemek masasına bardak ve tabak koyma
  • Çöpleri küçük kutulara atma

6-7 Yaş: Küçük Rutinleri Yönetme

  • Sabah kalkıp diş fırçalama, giyinme
  • Basit kahvaltılık hazırlama (tahıl, meyve dilimleme)
  • Oyun ve eşyaları düzenli tutma
  • Evcil hayvanı gözetim altında besleme

8-10 Yaş: Daha Karmaşık Görevler

  • Okul çantasını hazırlama
  • Basit yemekler (sandviç vb.) yapma
  • Kirli çamaşırları ayırıp makineye koyma
  • Sofrayı hazırlama ve kaldırma

11-13 Yaş: Bağımsızlık ve İşbirliği

  • Harçlığını yönetme (para biriktirme, planlama)
  • Daha karmaşık yemek tariflerini deneme
  • Çöpü dışarı çıkarma
  • Kendi ödevlerini organize etme

14-18 Yaş: Yetişkinliğe Hazırlık

  • Haftalık program ve görev planlama
  • Bütçe yönetimi ve alışveriş
  • Ev işleri (süpürme, toz alma gibi) aktif katılım
  • Yemek yapmayı öğrenme
  • Sosyal organizasyonlarda sorumluluk alma

Görevleri eğlenceli hâle getirmek ve çocuğun çabasını takdir etmek, sorumluluk bilincini artırır. Ortak iş bölümünde çocuğa yer vererek hem beceri kazanması hem de aile aidiyetini güçlendirmesi sağlanabilir.

Boşanma Sürecinde Çocuğumu Nasıl Koruyabilirim?

Çocuğumun Bir Kayıp Sonrası Psikolojisini Nasıl Destekleyebilirim?

Boşanma ve kayıp gibi zorlu dönemlerde çocuğun duygusal ve psikolojik sağlığını korumak için güven, duygusal destek ve sağlıklı gelişim esas olmalıdır.

Boşanma Sürecinde Çocuğu Koruma

Duygusal Destek

  • Açık iletişim ve dürüst yanıtlar
  • Boşanmada çocuğun suçluluk hissetmemesi için gerekli bilgilendirmeler
  • Kaygı ve korkularını dinleyerek, güven duygusunu koruma

Kararları Çocuğa Göre Almak

  • Önemli figürler (okul, arkadaş çevresi) mümkün olduğunca değiştirilmemeli
  • Ebeveynler farklı evlerdeyse görüşme düzeni netleştirilmeli

Pozitif Ebeveynlik Yaklaşımı

  • Yaşına uygun, nazik ve anlaşılır açıklamalar
  • İki ebeveynin de destek sağlamaya devam etmesi

Çocuğun Duygusal İhtiyaçlarını Tanıma

  • Öfke, depresyon veya davranış değişikliklerine dikkat etme
  • Rutin ve istikrarlı bir ortam sağlamaya özen gösterme

Kayıp Sonrasında Çocuğun Psikolojisini Destekleme

Duygusal Destek

  • Kayıp konusunda yaşa uygun açıklamalar
  • Korku, öfke veya suçluluk gibi duyguları dinleme
  • Fiziksel yakınlık ve güven duygusu verme

Duygusal İfadeye İzin

  • Ağlama, resim yapma veya oyunla duyguları dışa vurma
  • Sanat ve oyun terapisi gibi yöntemlere açık olma

Anlamlı Ritüeller

  • Kaybedilen kişi veya varlıkla ilgili hatıra oluşturma
  • Anma veya hatırlama ritüelleri ile duygusal sürece destek

Sabırlı ve Esnek Olma

  • Farklı tepkilerin normal olduğunu kabul etme
  • Gerekirse uzman desteğine (çocuk terapisti, psikolog) başvurma

Çocuğun her zaman sevgi, güven ve açık iletişim içinde tutulması büyük önem taşır. Gerekli durumlarda uzman görüşü almak da faydalı olabilir.

Ergen Çocuğum Nasıl Ruh Halinde?

Ergenlik, fiziksel, duygusal ve psikolojik hızlı değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Kimlik arayışı, bağımsızlık ve toplumsal rollere uyum konuları öne çıkar. Ergenlikte sık görülen değişiklikler:

1. Kimlik Arayışı

  • Kim olduğuna dair belirsizlik, kendi değerlerini bulma çabası
  • Ebeveyn kurallarından bağımsızlaşma isteği
  • İçsel çatışmalar ve duygu dalgalanmaları

2. Duygusal Dalgalanmalar

  • Hormonel ve beyin gelişimine bağlı ani ruh hâli değişiklikleri
  • Duyguların yoğun yaşanması
  • Öfke veya tahammülsüzlük atakları

3. Bağımsızlık ve Özgürlük İsteği

  • Daha fazla kontrol ve özgürlük talebi
  • Ebeveyn sınırlarına itiraz
  • Aileyle fiziksel veya duygusal mesafe

4. Sosyal İlişkilerde Değişim

  • Arkadaş gruplarıyla yoğun etkileşim
  • İlk romantik ilişkiler ve yoğun duygular
  • Kendini ait hissedeceği bir grup arayışı

5. Vücut ve Görünüş Hassasiyeti

  • Hızlı fiziksel değişimlerin beden algısına etkisi
  • Kilo, boy, cilt gibi konularda hassasiyet

6. Zihinsel Gelişim ve Gelecek Kaygısı

  • Soyut düşünme becerisindeki artış
  • Meslek, okul gibi konularda belirsizlik ve kaygı
  • Risk alma davranışları (beyin gelişimi tam tamamlanmadığı için)

7. Psikolojik Zorluklar ve Depresyon Riski

  • Depresyon ve anksiyete görülebilir
  • Sosyal medyada kendini başkalarıyla kıyaslama ve baskı hissetme

Destekleyici iletişim, sabır, tutarlı sınırlar ve gerektiğinde uzman yardımı, ergenin bu dönemi daha sağlıklı geçirmesine katkı sağlar.

Ergenlikte Cinsellik Hakkında Ne Zaman ve Nasıl Konuşulmalı?

Türk toplumunda cinsellik konuşulması zor bir konu olarak görülebilir. Ergenlik döneminde cinsellik hakkında doğru ve açık bilgilendirme, sağlıklı bir cinsel kimlik ve güvenli ilişkiler için önemlidir. Kültürel hassasiyetlere dikkat ederek, gelişimsel ihtiyaçlar doğrultusunda yapılması gerekenler:

1. Zamanlama

  • Erken dönemde (9-10 yaş) bedensel değişiklikler ve temel bilgilere yer verme
  • Ergenlikte (12-16 yaş) daha kapsamlı bilgilendirme
  • Tek seferlik yerine, düzenli açık iletişim

2. Konuşma Biçimi

  • Geleneksel değerlere saygı göstererek duygusal ve toplumsal boyutları vurgulama
  • Mahremiyet ortamında konuşma
  • Cinselliği biyolojik, duygusal ve etik yönleriyle sade açıklama

3. Temel Konular

Bedensel Değişiklikler ve Cinsiyet

  • Regl, sperm üretimi, hormon etkileri
  • Cinsiyet kimliği ve bireysel farklılıklar

İlişkiler

  • Aşk, bağlanma, saygı ve rıza kavramları
  • Cinselliğin yalnızca fiziksel değil, duygusal boyutları olduğu

4. Ailenin Rolü

  • Açık, yargılayıcı olmayan bir ortam sağlama
  • Gerekirse uzman desteğinden yararlanma

Cinsellik, fiziksel, duygusal ve sosyal boyutlarıyla ele alınmalıdır. Kültür ve aile değerleri gözetilerek, doğru bilgilendirme ve güvenli iletişim ön planda tutulmalıdır.

Genç-Ergen Çocuğa Ne Kadar Özgürlük Tanınmalı? Disiplin ve Sınır Koyma Nasıl Olmalı?

Ergenlik, çocuğun bağımsızlık ve kimlik arayışının hızlandığı, gelişim ve güvenlik dengelerinin gözetilmesi gereken bir dönemdir. Özgürlük ve disiplin arasında uygun bir denge sağlanmalıdır.

1. Genç-Ergen Çocuğa Verilecek Özgürlük

  • İletişim ve güven temelli ilişki
  • Arkadaşlarla zaman geçirme, sosyal becerileri artırma
  • Teknoloji kullanımında belirli özgürlük, ancak denetim ve kısıtlama

2. Ergenlikte Disiplin ve Sınır Koyma

  • Net ve tutarlı kurallar: Gerekçelerini anlaşılır biçimde açıklama
  • Ev işleri, ödevler gibi sorumlulukların yerine getirilmesi
  • Olumlu davranışları takdir etme, kural ihlallerinde orantılı sonuçlar

3. Bağımsızlık ve Güvenlik Dengesi

  • İnternet ve sosyal medyada bilinçlendirme
  • Gece dışarıda olma saatlerinin belirlenmesi
  • Duygusal ve psikolojik destek sunma

4. Sağlıklı Kararlar Alabilmesi İçin Rehberlik

  • Hata yapıp ders çıkarmasına izin verme
  • Alternatif çözüm yolları sunarak düşünme becerisini geliştirme

Özgürlük, sorumluluk ve güvenlik arasındaki dengeli yaklaşım, ergenin bağımsızlık kazanmasına yardımcı olurken sağlıklı gelişim ortamını korur. Açık iletişim, empati ve tutarlılık bu süreçte önemli rol oynar.

UZMAN KLİNİK PSİKOLOG HÜLYA ZANBAK KİMDİR?

Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı mezunudur.

  • Bursaspor‘da psikolojik performans danışmanı olarak görev yapmaktadır.
  • Uludağ Üniversitesi ve Dumlupınar Üniversitesi‘nde eğitmenlik yapmıştır.
  • Bursa A4 Psikiyatri Merkezi’nde çalışmaktadır.
Bilgi & Randevu